30 Ocak 2016 Cumartesi

Yandere Simulator Part 2

Yandere Simulator ile ilgili ilk yazımı 14 Haziranda yazmışım.Benim de daha yeni oynamaya başladığım zamanlardı ama oyunun geliştirilme süreci 2014'e dayanıyor.
Aradan 7 ay geçtikten sonra oyunun son hali,yeni bilgiler ve Yandere Dev'in haberleriyle yine bir yazı yazmak istedim.Blog iyice amacından saptı ama olsun :D
En son 3 Ocakta yeni debug versiyonu çıkmış olan oyunun şuan %13'ü bitmiş durumda.Her ay yaklaşık %1'lik kısım bitiyor gibi diyebiliriz şu güne kadar.Ama Yandere Dev'in verdiği bir haberle,eğer ufak çaplı bir bağış tarzında birşey yapmazsa oyunun en erken 2019'da çıkacağını,öteki türlü bağış yapılması,oyunda bazı bölüm ve actionları çıkarması yada oyunu bir oyun şirketine verip yaptırması halinde 2017'de oyun full sürümüyle önümüze çıkacak gibi gözüküyor. Ve full sürümü tabi ki paralı olacak.
2. yeni haber ise oyunun adının "Lovesick" olarak değiştirilebileceği yönünde.Yandere Dev oyunun tam manasıyla bir simulatör oyunu olmadığını ve bu adın doğru olmadığını düşünmüş,İlk yazıda da anlattığım gibi yandere kelimesi yanderu yani hasta ve deredere yani aşık kelimelerinden geldiği için yandere kelimesini ingilizce olarak lovesick olarak nitelendirebileceğini ve oyunun adının bu şekilde değişebileceğini söylemiş.Bunun için oylamada mevcut. https://yanderedev.wordpress.com/2016/01/13/should-yandere-simulator-be-re-named/
Oylamaya yukarıdaki linkte açılacak yazıdan ulaşmanız mümkün.
Peki bu süreç içerisinde Yandere Simulator'a (oyunun adı değişene kadar böyle demeye devam edeceğiz bir süre daha) neler oldu,neler eklendi?
Oyunla ilgili ilk kez yazı yazdığım zaman oyunda çatıdan atma,zehirleme,silahlarla öldürme ve boğma vardı diye hatırlıyorum.Boğma olayını artık okuldaki çeşmeden yada tuvalete girdiği zaman Kokona'ya yapabiliyorsunuz. Rival yani rakiplerimizden biri Kokona Haruko ve eklenen tüm yeni öldürme yöntemleri şimdilik onun üzerinde deneniyor.
Yeni yöntemlerden biri adam kaçırma. Daha önceden de bir öğrenciyi kaçırabiliyordunuz ama şimdi ona psikolojik işkence edip bir ölüm makinesine çevirmeniz mümkün. Psikolojik işkenceleriniz yüzünden aklını kaçıran öğrenci "Ben değersizim" "Beni kimse umursamıyor" "Öldürmem gerekli" lafları eşliğinde sizinle birlikte okula geliyor ve şimdi tüm bu actionları uygulayabildiğimiz Kokona'yı eline verdiğimiz bir silah ile öldürüp daha sonra da kendi canına kıyıyor.
Başka bir yöntem ise öğrenci hakkında dedikodu yapıp onu okula gelemeyecek hale getirmek.Malesef ki Japonyadaki okullarda çok olan bir olaymış bu. Eğer bir öğrenci hakkında kötü yada ayıplanan bir dedikodu yayılıyorsa önce o öğrenci yalnız bırakılıyor,ikinci kademede o öğrencinin masasına küfür ve hakaret dolu laflar yazılıyor.Üçüncü kademe de ise öğrencinin masasına beyaz bir çiçek bırakılıyor ki bunun anlamı "gidip ölsen daha sen artık bizim için yoksun" demekmiş ve bunun sonucunda öğrenci ya intihar ediyor yada okula gelmiyor.Burada bahsettiğimiz öğrenci yine Kokona.Ve dedikoduyu da Yandere-chan çıkartıyor.Ama dedikodu yaparken okuldaki saygınlığınızda azalıyor ona dikkat edin.
Benim aklıma gelen son yöntemlerden biri de cinayeti işleyip bunu başkasının üzerine bırakma.Olay şöyle gelişiyor. Yandere Dev öğrenci klüpleri oluşturdu.Bu klüpler öğrencilerin profillerinde daha önce yazıyordu ama artık bazı klüplerin kendilerine ait odaları var.Kokona ve arkadaşları yemek klübündeler.Kokona onlara yemek yapıyor.Drama klübünden aldığınız eldivenleri giyip Kokona'nın yemek yaparken kullandığı bıçağı alıp cinayet işliyor ve bu bıçağı cesetin yanına bırakıyorsunuz.Daha sonra kendinizi temizleme rüteilinizi gerçekleştirip okuldan çıkıyorsunuz.Bıçağın üzerinde Kokona'nın parmak izleri olduğu için hapse onu atıyorlar.
Yeni cinayet silahlarından biri de testere.Okula bahçe klübünün etkinlikleri için bir alan bir de labirent konmuş.Zaten okulun mimarisi de tamamen değişmiş durumda.

Edit: Ben bu yazıyı tahminen 15 Ocaktan evel yazmaya başlamışım. 15 Ocakta yeni bir debug versiyonu çıktı. Ama versiyona sadece bir easter egg eklenmiş. Easter egg ne derseniz, normalde oyunlarda süpriz olarak çıkması gereken eğlenceli eklentiler diyebiliriz. Ama bu oyunda easter eggleri menüden görebilmeniz mümkün. One Punch ve Titan mod gibi ünlü easter eggler dışında Yandere Dev bu aralar Undertale oyununa sarmış gibi gözüküyor. Oyunda "Undertale reference" denilen Undertale'den alıntı bir takım easter eggler var. Bunlardan biri Occult club odasının çaprazındaki odadaki fare deliği ve önünde duran peynir. "Examine" yaptığınız zaman Undertale oyununda save noktalarından birinde çıkan yazı önünüze geliyor "............It fills you with determination". Buna bağlı olarak eklenen 2. easter egg ki bu 15 Ocak versiyonundan çok önce eklendi, peyniri keşfettiğiniz zaman Occult Club odasında masanın üzerinde duran iskelet kafasının bir gözünün mavi yanması. Buda yine "Undertale reference" Oyundaki Sans karakterini temsilen yapılmış. 15 Ocak debug'ında gelen easter egg karakter olarak geldi. Yandere-chan ı tek bir tuşla "Bad Time Mode" a alabiliyorsunuz. Bu Yandere-chan'ın artık Undertale'deki Sans olmasına yol açıyor ve Sans'ın oyundaki yetenekleriyle öğrencileri öldürebiliyorsunuz.

Videonun 4:50'den sonraki kısmını izlerseniz ne demek istediğimi görebilirsiniz :D 

Yandere Simulator ile ilgili bilinmeyen şeyleri deneyen ve benimde severek takip ettiğim bir de Youtube kanalı var. Genel olarak oyun kanalı ama "Yandere Simulator Myth" isminde bir serisi var ve oyuncuların deneyimledikleri yada kurdukları senaryoları deneyip ortaya değişik olaylar,durumlar,ortamlar çıktığını görüyorsunuz. 

Bence izleyin.


Oyun hakkında ekran görüntüsü koymaya çok üşendiğim bir gündeyiz ama videoların fazlasıyla aydınlatıcı olacağını düşünüyor/umut ediyorum. 
Oyunu yukarıdaki linkten indirebilirsiniz. Yaklaşık 500MB lık. Her ay ortası ve ay sonu olmak üzere 2 defa debug versiyonu çıkıyor genel olarak. Tabii arada bloğa girip Yandere Dev'in yazılarını okumakta da fayda var :) 


15 Ocak 2016 Cuma

Koreli Var Dediler Geldik : Fanların CNBlue İle İmtihanı

Gitsem mi gitmesem mi diye ara kaldığım fakat şehir dışından arkadaşımda gelince "ay iyi gidelim festival evelsinden bi görelim şu üyeleri" diyerek arkadaşımı da yanıma aldığım gibi gittiğim ve hiç beklemediğim şeyler yaşadığım yerdir havalimanı.Music Bank'te ki ufak tefek yanaktan makas alma yada popo yoklama gibi taciz hareketlerine rağmen aşırı bir izdihamın olmadığını,yine de seviyeli bir karşılama olduğunu ve kimsenin yaralanmadığını yada bayılmak üzere olmadığını kesinlikle duymuşsunuzdur.Eh vaziyet böyle olunca bizde "ya öyle izdiham olmaz okul zamanı hem kalabalık olur mu ki?" diye düşünerek ama bir taraftan da davetiyesi olmadığı için ağlanan ve davetiye alan herkesi "Boice değil ki bunlar haksızlık yea" kafasıyla nefretle bakan insanlar olduğunu düşününce korkmadık değil. Bu tanımın içerisine herkesi katmıyorum bu arada ama malesef böyle insanlara da rastlamadık değil.
Taa İzmirlerden gelen sevgili arkadaşım Fıstık Yeşili'ni de alıp önce Aqua Florya'ya yemek yemeye ve belki akvaryuma girmeye de götürdüm. Oradan internete uyup 5 dakika dedikleri havalimanı yolu için taksiyi kullanalım dedik fakat yol 20 dakika çıkınca güzel bir para ödeyip indik taksiden. Uçak 15:30'da inecekti.Tanıdıklarımız 3 civarı gelmişti ve bizde 15:20 gibi yanlarındaydık. Tabiki uçak saatinde de inmedi. Ve benim yine malesef ki anlayamadığım şey adminlerin niçin insanları "en erken 1'de orada olalım daha erken gitmeyelim" demesi. Uçak asla yazan saatinden saatlerce evel inmez arkadaşlar,10-15 dakika erken inebilir hatta bir ihtimal belki yarım saat ama 2 saat evelsinden inmez.O uçak indiği zaman saniyesinde boşalmaz hele de otobüs beklemeniz gerekiyorsa yarım saatte orada beklenir,üstüne bavulların çıkması derken indiğiniz uçaktan havalimanı çıkışına gidişiniz 40 dakikayı neredeyse buluyor. Aklınızda bulunsun iniş saatinden yarım saat evel gitseniz yeter birini karşılamaya.
Neyse,gelen geçenin yine "kim geliyor noluyor" soruları arasında 1 saat bittikten sonra Kore uçağının inişi anons edildi.Artık her çıkana çığlık atmaya başlamış 200 kişilik bir grup düşünün. Ki en az 200 kişiydi yani. En sonunda çocukların kapıdan çıkmasıyla çığlıklar fazlasıyla yükseldi ve durmadı.Arka taraflarda kalmayı tercih etmiş bizler çocukların kapıdan çıkışını göremedik  ama çığlıklardan indiklerini anlamıştık. Bir anda 1 saat boyunca yolu açın diye bağırıp uyardığımız insanlar, insanların geçip gideceği yolu kapayıp çocukların üstüne resmen çıktılar.Parmaklarımın ucuna yükselip baktığımda bir anda Jonghyun'un duvara yapıştığını gördüm. Arkadaşlarımın nerede olduğunu bıraktım o andan sonra çünkü üstüme nereye gitsem kaçamayacağım bir kalabalık geliyordu.İçimden inşallah ölmem diyerek kalabalığın içine daldım. Yanımda da arkadaşım vardı nasıl olduysa gelmiş yanıma.Biz arkamızda bir kaç fanı sıkıştırıp yol açmaya gayret gösterirken üyeler Jonghyun,Minhyuk,Yonghwa ve Jungshin sırasıyla güvenliğin zorla açtığı daracık yoldan ilerlemeye çalışıyordu. Bir ara Jungshin ile aramızda güvenlik yokken karşı taraftan öyle bir ittirme geldi ki 185lik çocuk arkadaşımla üzerime bildiğiniz devriliyodu.O da zaten halimize acır gibi baktı en son. Kalabalıktan kendimizi kurtarınca artık sinirden deli gibi küfür etmeye başladık ki ben hayatımda arkadaşlarımla birlikte bu kadar sövdüğümü hatırlamıyorum.Dışarı çıkan kapıları orada birşey demem üzerine bir kız "Yonghwa önümdeydi defterimi uzattım imzalasın diye yüzüme bile bakmadı çok ayıp"dedi. "Bu kalabalıkta ezilmek üzereyken ne yapmasını bekliyodun özel imza vereydi sana ne saçmalıyosun çocukların tepesine çıkmasaydınız madem" dedim. Ve bana "her zaman gelmiyorlar ki buraya verecekti imza,buna da katlanacaklar" dedi. Bakın arkadaşım,kimse bu muameleye katlanmak zorunda değil. Kaldı ki ortalık bomboş da olsa o üyelere sizlere imza vermek zorunda da değil. Sürekli gelmiyorlar bir bahane asla olamaz. Sürekli gelmiyorlar diye sen kimsenin üstüne çıkıp onu taciz edemez,rahatsızlık veremezsin. Ciddi anlamda kızın suratına bir tane geçiresim gelmişti o anda. Kendisini kırdıysam da malesef özür dilemiyorum. Saçma sapan konuşuyorsunuz bazen.
Servise bindiklerinde de aynı olay devam etti bu arada. Servisin camına vuranlar önünü kesenler falan. Justin Bieber geldiğinde servisinin peşinden koşan kız ile dalga geçilmişti ama bu çok daha büyük bir rezillik oldu sanki. Bir ülke bunları yapıyor diye bizde yapmak zorunda değiliz ki. O adamlar o ülkeye gidip para kazanıyorlar,biz burada konsere gelmek isteyince biri ya sanatçı beğenmiyoruz ya da bilet fiyatı. Vallaha içim şişmiş bakın.
Sonuç olarak bunlar oldu.Servis ayrılınca hüngür hüngür ağlayanlar,kalabalığın içinde bayılmak üzere olanlar,olan rezilliğe küfür edenler,ne yollardan gelip 2 saniye bile göremeyenler,ve hatta kolunu çatlayan bir arkadaşımız bile olmuş.
Peki ben bu yazıyı 2 ay sonra niye yazdım,neden yazdım? Canım istedi yazdım. Yazmamışta olabilirim. Ben bunları bana anı kalsın diye yazıyom zaten :D Bu aşırı uzun ve atarlı yazıyı okuduğunuz için teşekkürler :D